HABER49- Malatya Büyükşehir Belediyesi’nin desteğiyle gerçekleşen anlamlı bir kültürel etkinlikte, dünyanın dört bir yanından gelen gençler, Nemrut Dağı Ören Yeri’nde buluştu. 2 bin yılı aşkın tarihsel geçmişe sahip olan Nemrut Dağı, bu kez sadece devasa heykelleri ve antik kalıntılarıyla değil, aynı zamanda farklı milletlerden gelen katılımcıların oluşturduğu kültürel mozaikle de dikkat çekti. Etkinlik, Yunus Emre Enstitüsü ile Malatya Turgut Özal Üniversitesi’nin ortaklığında düzenlenen Yaz Okulu programı kapsamında gerçekleşti.
Katılımcılar, 2 bin 150 rakımda gün batımını izleme ayrıcalığını yaşarken, Kommagene Krallığı’nın izlerini de yakından inceleme fırsatı buldu. Nemrut’un zirvesinde yükselen heykellerin gölgesinde yapılan bu ziyaret, yalnızca bir gezi değil, aynı zamanda tarih, sanat ve kültürle iç içe bir deneyim sundu. Güneşin ufukta kaybolduğu o büyüleyici an, katılımcılar için adeta geçmişle bugünü birleştiren sembolik bir köprüye dönüştü.
15 Ülkeden Gelen Gençler Anadolu'nun Kalbine Yolculuk Etti
Bosna-Hersek, İran, Sırbistan, Romanya, Gürcistan, Hırvatistan, Kazakistan, Litvanya, Macaristan, Meksika, Mısır, Rusya, Tunus, Ürdün ve Panama gibi farklı coğrafyalardan gelen gençler, Malatya’daki Yaz Okulu kapsamında hem eğitimsel hem de kültürel faaliyetlere aktif şekilde katılıyor. Bu ülkelerden gelen katılımcılar, yalnızca teorik bilgilerle değil, Anadolu topraklarının sunduğu eşsiz tarihî mirası bizzat yerinde görerek öğreniyor.
Malatya Uluslararası Misafir Öğrenci Derneği’nin katkılarıyla gerçekleşen Nemrut gezisi, gençlerin Türkiye’nin kültürel zenginliğini tanımasına ve bu deneyimi ülkelerine taşımasına vesile oluyor. Her biri kendi ülkesinin kültürel elçisi olarak hareket eden bu öğrenciler, etkinlik boyunca hem sosyal bağlar kurdu hem de tarihi mekanlara duyulan saygıyı pekiştirdi. Etkinlik, yerel yönetimlerin kültürel diplomasiye sunduğu katkının da somut bir göstergesi oldu.
Kommagene Krallığı’nın İzinde: Antik Gücün Sessiz Tanıkları
Katılımcıların en çok ilgisini çeken noktalardan biri, Nemrut Dağı'ndaki dev heykeller oldu. M.Ö. 70-32 yılları arasında hüküm süren I. Antiochos Theos’un yaptırdığı bu anıtsal yapılar, yalnızca Kommagene Krallığı’nın değil, aynı zamanda Mezopotamya ile Anadolu medeniyetlerinin kesişim noktasında şekillenmiş bir kültürel birikimin de ifadesi.
Devasa taş başlar ve teraslar üzerinde yer alan anıt mezarlar, Nemrut’un hem UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer almasını sağladı hem de arkeologlar ve tarihçiler için büyüleyici bir inceleme alanı oluşturdu. Öğrenciler, bu kadim uygarlığın dini inanışları, siyasi yapısı ve mimari zekâsı hakkında alanında uzman rehberler eşliğinde bilgi aldı. Doğu ve Batı teraslarında yer alan kartal ve aslan heykelleriyle birlikte tanrıları simgeleyen dev portreler, adeta geçmişin büyüsünü günümüze taşıdı.
Gün Batımında Kültürel Zirve: Nemrut’un Sessiz Şahitliği
Nemrut Dağı’nın zirvesinde gerçekleşen gün batımı izleme etkinliği, programın en etkileyici anlarından biri oldu. Katılımcılar, gökyüzünü kızıllığa boyayan güneşin, heykellerin gölgeleriyle birleşerek oluşturduğu eşsiz manzarayı hayranlıkla izledi. Her bir misafir, bu tarihi alanın ruhunu içselleştirerek, sadece fiziksel değil duygusal bir yolculuğa da çıktı.
Malatya’ya geri dönüş öncesi, katılımcıların büyük kısmı bu deneyimin hayatlarında unutulmayacak bir yer edindiğini ifade etti. Gün batımıyla birlikte Nemrut’tan ayrılan gençler, taşıdıkları kültürleri Anadolu’nun mirasıyla harmanlayarak yepyeni bir bilinçle yollarına devam etti.
